CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, evvelki akşam 21.00’da açıklama yapacağını söyledi.

Yaptı…

Açıklamasında fakirin sofrasının temel yiyeceği olan patatese bir yılda yüzde 170 zam geldiği yoktu.

Çok değil, bir yıl önce paketini 1 buçuk TL’ye aldığımız makarnaya yine bir yılda yüzde 113 zam geldiği de yoktu.

Ne gariptir ki, yoksulun tek protein kaynağı yumurtaya gelen zam da yoktu.

Dağ fare doğurdu misali, ‘başörtüsü mevzuu’ vardı.

Meselesi demiyorum, iktidar kanadı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği gibi böyle bir sorunumuz olduğunu düşünmüyorum (Ortada muhafazakar kesimin dert etmesi gereken bir sorun varsa, başörtüsünün artık başörtülükten çıktığı olmalıdır).

Seçime 5 kala yine kimlik siyaseti, yine soyut ama çözümü olmayan sorunlar…

Tabi, böylesi iktidar kanadının usta olduğu bir konu mevzu bahis olunca, muhalefeti tefe koyup çalmaya başladılar.

Karnımız tok, sırtımız pek, tek derdimiz kimlik siyaseti ve inanç özgürlüğü ya bizim…

Halbuki Kılıçdaroğlu, ekonomik vurguları ile sağlam bir dil yakalamış, kitlede inandırıcılığını sağlamıştı.

Her zamanki gibi yine duvara tosladı. ‘Bay Kemal’ demesinler de ne yapsınlar…

“Bizim oğlan binâ* okur, döner döner yine okur.”

*Buradaki binâ kelimesi Arapça’da fiil çekimlerini ifade eder. Yani oğlan beceremeyince aynı fiil çekimlerini döner döner okur. Aynen memlekette o kadar sorun varken, çözülemeyince oyalayıcı birtakım sorunların ortaya atılmasına benziyor bu durum.

‘YANILTICI HABER’ NEDİR?

Cumhur İttifakı’nın birlikte hazırladığı ve 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan ‘Sosyal Medya Yasası’, Meclis’in açılması ile tekrar görüşülmeye başlandı.

İnternet haber sitelerinin yasal olarak kabul edileceği şeklinde olumlu bir sonucu olacak yasa teklifinde, ‘halkı yanıltıcı bilgi’yi vermek alenen suç sayılıyor.

Ceza olarak da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis gösteriliyor.

Amma ve lâkin ‘Yanıltıcı’ kelimesi aşırı muğlak bir ifade.

Kime göre ‘yanıltıcı’, neye göre ‘yanıltıcı’.

Yakın zamanda TÜİK verileri ile ilgili bir tartışma kopmuştu.

Başka araştırma şirketlerinin enflasyon rakamları ‘yanıltıcı’ olarak nitelendi.

TÜİK açıklamalarının ise ‘yanıltıcı’ olmadığı belirtildi.

Sokağa döndüğünüzde, bazı bazı yüksek sesle dile getirilemese de, TÜİK rakamları yanıltıcı, diğer araştırma şirketlerininki ‘yanıltıcı’ değildi.

Çünkü yumurtanın 30’lu kolisine 56 ile 60 TL ödemekte zorlanan o sesi bazı bazı çıkamayan vatandaş idi.

Haydi çıkın işin içinden;

TÜİK’in enflasyon oranları kime göre ‘yanıltıcı’, neye göre ‘yanıltıcı’? Ortada rakamlar var.

Araştırma şirketlerinin verdiği enflasyon oranları kime göre ‘yanıltıcı’, neye göre ‘yanıltıcı’? Onda da rakamlar var.

Vatandaşa göre enflasyon oranları kime göre ‘yanıltıcı’, neye göre ‘yanıltıcı’? E kardeşim, onu bizzat hisseden de vatandaşın kendisi.

Buna da Orhan Veli’nin şiiriyle yanıt verelim:

“Cep delik, cepken delik

Kol delik, mintan delik

Yen delik, kaftan delik

Kevgir misin be kardeşlik”

Kevgire döndük be kardeşim…