Mükemmel bir işletmenin yönetimi en az çalışanla en büyük imkânı sağlayandır. Bir işletmede faaliyetlerin sürdürülebilmesi için işverenle, personel kendi aralarında uyum içinde olmalı. Başarıya giden yolda koşar adım gitmek istiyorsak, hiçbir konuda tavizkâr olunmamalı. Bunları şöyle sıralayabilirim; Yaptığın işte başarısız olduysan bahaneler üretmeyeceksin! Yani mazeretin olmayacak.

MAZERET ACİZLİĞİN İFADESİDİR.

Mazeretinin ya da bahanelerin arkasına sığınmayacaksın, sığınırsan sen değil; kazanan kişiler başkaları olur.

Ürettiğin mazeret, inan KENDİNE YAPTIĞIN EN BÜYÜK İHANETTİR, sonra birileri gelir seni geçer.

Eğer çalışansan düşüncen şu olmalı; ‘’Çalıştığın patrona ise öğrendiğin kendine.’’ Rahatsız olmaya alışmalısın: Gelişmek için, işini büyütmek, zirveye çıkabilmek için kendi kapasiteni zorlamalısın.

Geceleri uykuların kaçmalı, RAHATSIZLIĞI KABULLENMELİSİN ama her ortamda rahat davranmayı bilmelisin.

Takım oyuncusu olmalısın: Verimliliği arttırabilmek için güvenilir ve sorumluluk sahibi, üretken insanlarla çalışmalısın. Erteleme alışkanlığın olmayacak:

Başarıya giden yolda önümüze çıkan olumsuzluklarda, işinin kuyruğundan değil, yularından tutacaksın ki işe sen hâkim olasın, iş sana değil. Eğer erteleme illetiyle baş etmek istiyorsan, işine âşık insanlarla çalışacaksın. Bugünün işini yarına bırakmayacaksın, çünkü bugün de dünün yarınıdır.

Bugün ne yaptın ki, yarın ne yapacaksın?

Başarıya ulaşmak için elinizdekilerle yetinmeyin, hep daha fazlasını isteyin. Tamamladığın işlerden çok yarım bıraktığın işler aklında kalır, seni rahatsız eder. Sabırlı olun ama emin adımlarla ilerleyin.

Karşınıza çıkan fırsatları kaçırmayın. Zararı kâra, krizi fırsata çevirmeyi bilin. Mütevazı ve alçak gönüllü olun. Küçük dağları ben yarattım demeyin zira para erkeği, parasızlık kadını bozar. Eğer para ateşten minder ise üzerine oturmasını, ateşten gömlek ise sırtına takmasını bileceksin.

Geçmişe takılmayın, negatif düşüncelerden kurtulun, yolunuza bakın. Hedefin hep ileri olmalı, “Ben bundan sonra ne yapabilirim?” deyip hedefinize kilitlenin. Başarıya ulaşabilmek için her zaman kontrollü olun.

Çalışmalarınızda, karşınızdakine güvenin ama kontrolü elden bırakmayın, mutlaka denetleyin, bu hesap sormak anlamına gelmez.

Anlayacağınız, bizler ulusça çok çalışmalıyız. Azimle, sabırla, çalışır üretirsek zafer bizim olacaktır. Azim ve sabır acı bir ot gibidir, bir yandan canını yakar bir yandan seni iyileştirir.

Biz 1950’lerde Kore’yi kurtarmak için asker gönderen milletiz. Kore’nin, savaştan yeni çıkmalarına rağmeni Almanya ikinci dünya savaşından yeni çıkmasına rağmen bir çok markaları var.

Biz ikinci dünya savaşına girmememize rağmen, neyimiz var? Onun için, önümüze hangi engel çıkarsa çıksın, Üstat Mehmet Akif Ersoy’unda dediği gibi; ‘’Engellere sığmam taşarım’’, demeli mazeretlerin ve bahanelerin arkasına sığınmadan ÇALIŞAMAYACAK OLANA DEK ÇALIŞMALIYIZ.

Bu sözümü ‘’Çalış ve öl’’ olarak yorumlamayın, bizler çalışmayı da, çalışmayı tavsiye edeni de sevmiyoruz. Çalışan insanımıza ‘işkolik’, öğrencilere ‘inek’ demeye ve onları kalın gözlüklü, ablak suratlı, şapşal bakışlı göstermeye bayılıyoruz.

Oysaki bir hadiste, ‘’Çalışan, Allah’ın sevgilisidir’’ buyuruyor Peygamber efendimiz.