Laf lafa gelince bu ülkenin en az 50%'si sözde demokrasi ve buna bağlı ZÜBÜK siyasetinden şikayetçi olduğu malûm ancak nedense "Yenilen pehlivan güreşe doymaz" sözünden hareketle başımıza bela olanlar hiç eksik olmazlar!.. Bu meseleyi irdelemek adına biri insanları, diğeri ise hayvanları anlatan iki hikayeden yola çıkmayı tercih ettim;
Biri Türk, biri Kürt ve biri Ermeni üç arkadaş erik çalmak için zengin bir Türk'ün bahçesine girerler.
Bahçenin sahibi Türk gelir. Bunları bahçesinde görünce önce Ermeni’ye çatar: “Lan, hadi anladık bu ikisi Müslüman; sen Müslüman bile değilsin, hangi hakla bahçeme girip erik çalarsın?” der; Ermeni’yi öldüresiye pataklar ve dışarı atar.
Sonra sıra Kürde gelmiştir. Kürde de: “Lan, sen Türk bile değilsin; hangi hakla bahçeme girer ve erik çalarsın?” diyerek Kürdü de bir güzel döver.
Sıra Türk olana gelmiştir. Ona da: “Sen ne biçim Türksün, nasıl bir Ermeni ve bir Kürd'e döner ve şöyle der: “Biz en başta Ermeni’yi dövdürmeyecektik Kürt kardeş” der!..
Bu hikâyenin bir benzeri ise Sarı Öküz hikayesidir... Ne zamanki demokrasi ve insan hakları ile ilgili bir konuya takılsam biri hayvanlar, diğeri insanlar arasında geçen bu iki hikaye aklıma gelir.
Yine otlakların birinde, bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü hep bu öküz sürürsündeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyleri kalmazmış.
Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenemedikleri için toplanıp bir çare düşünmüşler. Topal aslan, yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne doğru yol almış. Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamışlar: "Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün, buraya sizlerden özür dilemek için geldik. Biliyoruz, bugüne kadar sizlere zarar verdik ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o sarı öküzde. Onun rengi sizinkilerden çok farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de, barışseverliğimizi unutuyor ve bir anda saldırganlaşıyoruz. Sizinle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, sizde kurtulun ve yine barış içinde yaşayalım".
Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmışlar ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz'ü aslanlara vermişler. Bir tek Benekli Öküz bu duruma karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruklu öküzü istemişler, care, uzun kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
Gel zaman git zaman bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle bir öküzü alıp götürmüşler.. Sayıları azaldıkça sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar ise küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane dahi ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Öküzler, birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküzle birlikte birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik bu savaşı, Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküz'ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli ", "Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı. Sarı Öküz'ü vermeyecektik..."
Görüldüğü üzere 'Ermeni'nin dövülmesi' ile 'Sarı öküz'ün Aslanlara teslim edilmesi' arasında pek bir fark yok. Aradaki fark, biri insanlar, diğeri hayvanlar arasındaki dayanışmanın önemini hatırlatır.
Demokrasi ve insan hakları söz konusu olduğunda mesele emperyalizmin çıkarına hizmet eden faşist ideolojilere karşı ezilenlerin birlikteliği meselesinde kitlenip kalıyor ne atasözdür. Günümüzde okuyan nice nice eşekler var ki, bizleri yönetmekteler!. Bizi yönetenleri seçebilme yeteneğine sahip olsaydık bunca ZÜBÜK''ün bizi yönetmeye yanı sıra bireysel anlamda insanın kendini geliştirmesi ile alakalıdır. Belki iyi bir eğitim olanağından yoksun bırakılmış olabilirsiniz ancak bu kendinizi geliştirmeye engel bir sebep değildir. İnsan, ömrü boyunca düşünen ve düşündüğünü hayata uyarlayan bir varlıktır. Yapılacak şey çok basit, bol-bol okuyup araştırmak, düşünmek ve analiz etmek ve düşündüğünü hayata uyarlamaktan geçer!.