Bugun...
İSTANBUL'DA CHP PARASIYLA SİYASET PARDON TİCARET YAPMAK!


Fakir Yılmaz Yazıyorsam Sebebi Var
fakiryilmaz323@hotmail.com
 
 

Benim, bir gün öncesinde Gazetecilerle Gündem adlı programımızın canlı olarak sunulduğu Tempo TV’de, gazeteci meslektaşlarım ve memleketim Ardahan’a giderken bir gazeteciler cemiyet başkanı olarak meslektaşlarımı ziyaret etmek için direksiyon kırdığım Samsun’da, Samsun Gazeteciler cemiyeti başkanı Yusuf Ziya Çakır başkanla ile birlikte anıp gazeteciliği ve gazeticerin geldiği noktayı tartıştığımız 24 Temmuz Basın ve Gazeteciler Bayramı ile ilgili yeni bir yazı yazmaya hazırlanırken haberlerini izlediğim bir TV kanalının feryat, figanına şahit oluyor bir anda bu dünyada oynanan oyunları hatırlıyordum.
Bu oyunların birincisi yeniden gözaltına alınabileceğini söyleyip seçime doğru giden ve yeniden seçilmek için ABD’li seçmeni yanında tutmaya çalışan Trump’un başkan olduğu dönemde Dünya Sağlık Örgütü’ne karşı yaptığı çıkıştır.
Bu çıkış Sağlık Örgütüne kızıp bu örgüte aktarılan paraları keseceğini açıklaması ardından bir anda pandemi denilen vaka ortaya atılmış, Sağlık Örgütü’nün paraları kesilirse dünyanın tümü kırılacak korkusu ağızlara takılan maskelerle bir anda reyting yapmıştı. Ve paracıkları kesilecek denilen kasası tam takır olan ve kapanacağı söylenen sağlık örgütüne bir anda ABD başta olmak üzere tüm dünya ülkelerince milyon dolarlar aktarılmaya başlamıştı.
Sonra aynı durum Birleşmiş Milletler için de konuşulurken yani artık Birleşmiş Milletlere gerek yok hatta Erdoğanın söylemi ile "Dünya beşten büyük." denildiği bir sırada durup dururken Ukrayna dünya silah devi Rusya’ya kafa tutmaya başlamış “NATO’ya gireceğim." demiş Rusya da onu tokatlayınca bitti denilen hatta kapatılacak denilen Birleşmiş Milletler kuruluşu hatırlanmış NATO savaş gücüne para lazım denerek yine milyon dolarlar toplanmıştı.
Bu iki hatırlatma sonrasında bir anda CHP’de yaşanan değişim tartışmalarına aşağıda yazdığım gibi mi diye düşünüp sizinde okuyarak haklı mıyım, haksız mıyım  yorum yapmanızı beklemeye geçerken bu yönde düşüncelerimi aktarmıştım bile.
Çünkü memleketim Ardahan’a bağlanması gerektiğini düşündüğüm Şavşatlı rahmetli İstanbul eski BüyükŞehir Belediye Başkanı Toptaş döneminde ve sonrasında cemaatlere giden İstanbul beklenmedik bir anda Beylikdüzü’nden Büyük Şehir koltuğuna oturan İmamoğlu döneminde yeniden birikince başta İmamoğlu olmak üzere ekibini ve bu ekibe yakın basın ve medyacıları iştahlandırdı. 
CHP’li İmamoğlu’nun oturduğu koltuğun, bulunduğu makam odasının hemen yanındaki odada oturan İktidar Müfettişi’nin katkısı ile CHP’li İmamoğlu tarafından cemaate verilmeyen bu paraların diğer koruyucusu, denetim uzmanı müfettişte bu paraların İmamoğlu taraftarlarına gitmesini engelledikçe paracıklar daha çok birikiyordu.
Durum böyle olunca Toptaş ve Gürtuna dönemlerinde boşalan İBB’nin kasası yeniden dolmuş birilerinin iştahını kabartınca kapalı kapılar ardından Karadeniz hemşirciliği adı altında dönemin İçişleri Bakanı Soylu’nunda yol vermesi ile bu paracıklar İstanbul hizmetine harcanmaktansa başta besleme denilen basın ve medyaya ve yüzde elli çalışan müteahhitlere akmaya başlamıştı.


Erdoğan döneminde bu paracıklara alışan cemaatçilerden kesilen İBB’nin paracıkları çoğalınca iştahları kabaran beslemelerin kurumsal adı altında kestikleri faturalarla yayın yağcılığı karşılığında kasalarını doldurmaya başlayınca havuz medyaya karşı atağa geçip dün izlenmeyen televizyon kanallarına bol maaşlı gazeteci transferine de başladılar.
Kana değen dişin aldığı tat misali istedikçe isteyen, bununla yetinmeyip CHP’nin kasasında olan paraya da göz dikilince bugünki kavga başlamış oldu.
İBB’nin parası ile yetinmeyip CHP’nin ikinci büyük parti olarak hazineden aldığı paralacıkları da isteyen besleme ekibi bunu sağlayamayınca Kılıçdaroğlu ve ekibine karşı hemde İBB’nin parasının verdiği güçle karşı taaruza geçtiler.
Değişim adı altında kendilerine yapılan saldırıyı önleme adına yeni kararlar alan CHP Genel Merkezi belediyeler, il başkanları üzerinden bunlara akan para hortumunu kısınca basın özgürlüğü adı altında saldırıya geçenler bir taraftan İBB’den gelen paranın hakkını vermeye diğer taraftan ise kesilen hortumun acısı ile Kılıçdaroğlu ve ekibine basın özgürlüğü adı  altında saldırılarını izlerken bu ülkenin gazetecisinden siyasetçisine kadar hepsinin derdinin demokrasi, gerçek anlamda basın özgürlüğü, insan hakları olmadığını da görüyordum.
Gerçi bunu toplumun büyük kesimi de bildiği için bunlara bakıp "Al birini vur ötekine." diyerek bunlara ve savundukları siyasi düşüncelerine oy da vermiyordum. Bu kavga ve pasta paylaşımı Kılıçdaroğlu gibi, bu basın ve yayıncı kalkanı giymiş paragözlere de seçimi kaybettirmiştir. 
Yani bugün CHP’de yaşananların tartışmaların değişim adı altında hem İBB’nin paracıkları hem de CHP’nin hazineden gelen paracıklarıdır. Hem de Gazeteciler Basın Bayramını kutlama zevkini yaşayamadan!..
İnanmıyorsanız devrimci, solcu, demokrat, basın özgürlüğü isteyenlerin şu günlerde yaptıkları yayınlarına bakıp izleyin derim.



Bu yazı 1235 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

BUGÜN ULUSAL VE YEREL GÜNLÜK BİR GAZETE ALDINIZ MI?


YUKARI