Çok eski zamanlarda bir kasabada genç delikanlı fakir bir çocuk varmış.
O kasabad güzel mi güzel bir kızı sevdalanmış fakat bizim delikanlı yoksul olduğu için bizim delikanlı
ile kız hiç ilgilenmmiş.
Günlerden bir gün şehirde bir bal olacakmış bizim delikanlı da fırsat bu fırsat değil kıza bu balayla
birlikte katılmak istediğini dile getirmiş.
Kız da olur demiş ama balo için diktirdiğin elbisesinin yakasına takacak kırmızı bir gül getirmesini
istemiş.
Kızın istediği kırmızı gülü bulabilmek için bizim delikanlı hemen işe koyulmuş.
Ama mevsimlerden kışmış bu mevsimde kırmızı gül bulmak bir yana gül bulabilmesi bile imkansız
olduğunu bizim delikanlı heycandan hiç aklına getirmemiş.
Bütün çiçekcilerde kış mevsiminde gül aradığını dile getirmiş.
İnsanlar bizim delikanlı ya gülüp Deli misin oğlum demiş.
Bu kışın gülü nereden bulacaksın seninle dalga geçmiş o kız dedemiş.
Bizim delikanlı çok üzgün bir şekilde evin yolunu tutmuş tam eve girecekken evin bahçesinde sadece
dikenleri olan bir gül dalı vavarmış
Gözlerinden bir damla yaş süzülmüş bir anda bizim delikanlı’nın bahçesini bir bülbül belirmiş.
Delikanlının bu durumuna çok üzülmüş sabaha kadar o dikenli dalın üstünde durup en güzel söylediği
şarkıları söylemiş sabaha karşı beyaz bir gülün açtığını gören bülbül.
Güzel kızımızın kırmızı bir gül istediğini hatırladı bülbül beyaz gülün açtığını görünce göğsünü
dikenlerinden birine batırmış.
Kanıyla kırmızı gül olmasını sağlamış göğsünden akan kan ile gül kırmızıya dönmüş dönmesine ama
bizim bülbül olduğu yerde ölmüş.
Sabah bahçesinde kırmızı gül açtığını gören bizim delikanlı gülü alarak kızın evine heycanlı bir şekilde
yol almış kapıyı açan kız yeni elbisesinin yakasında altından bir gül takmış bunu gören delikanlı kısa bir
şaşkınlık dan sonra yine sormuş istediğin kırmızı gülü getirdim baloya birlikte gidip dans edeceğimizi
söylemistim demiştin hatırlıyor musun?
Oysaki kız kuyumcu biriyle gideceğini dile getirmiş.
Bizim genç delikanlı niye demiş kızın cevabı o bana altın gül taktı demiş bizim delikanlı bu duruma
çok üzülmüş oradan ayrılırken gözyaşlarını durduramamış ve elindeki o gülü farkına varmadan yere
düşürmüş.
Çamur ve karlı yolda ezilen Gül yok olmuş gitmiş bizim delikanlı evinin bahçesinde geldiğinde Gül
dibinde bülbülü görmüş Bülbül’ün öldüğünü görünce en vefalı aşk bu demiş ve onu gülün dibine
gömmüş.
Kısadan hisse işte sevgili okurlarım bazen hayatta bizler için yapılan fedakarlıkların fark edemiyoruz
hayatımızda öylesine yaşayıp gidiyoruz. Kimimiz genç kuyumcu gibi hiçbir şey yapmadan istediğini istediğini elde eder kimisi de gariban delikanlı gibi istediğini elde edebilmek için bin türlü yol kat eder haksız mıyım?