Merhaba sevgili okurlarım sizinle bu gün anneannem ile aramızda geçen bir sohbeti anlatacağım uzun zamandır.
Sürekli çalıştığım için aile fertleriyle zaman geçirmiyordum kızım kızım dünya kurdu olmuşsun sen dedi nasıl yani anneanne dedim.
Bak şimdi kızım günün birinde.
Çok eski zamanlarda bir ceviz kurdu varmış
"Ceviz kurdu, gireceği kadar bir delik açarak cevizin içine girmiş. Cevizin içide insan beynine benzer, başlar bu kurt onu yemeye.
Buraya kadarı normaldır. Yedikçe şişmanlar.
Karnı büyür. Yeterince yükünü tutup doyunca gitmek ister ama girdiği delikten çıkamaz.
Daha da kötü olanı; içi yenilen ceviz de kurumuş ve sertleşmiştir, o deliği genişletmek artık imkansızdır.
Kurtçuk oturup kara kara düşünür, delikten çıkmanın tek çaresi vardır: O da zayıflamaktır. Kurtçuk beklemeye başlar.
Aç kaldıkça zayıflar, eski cılız haline döner.
Ve bir gün çıkar. Ama çıktığında mevsim bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk ile bir içsiz ceviz kalmıştır.
Kimi insanlardaki para ve mal - mülk hırsı da ceviz kurduna benzer.
Ama anneanne ben hırs yaptığım için bu kadar çalışmıyorum ki ihtiyaçım olanını tamlayana kadar çalışıyorum .
Bak güzel kuzum artık yeter, dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur.
Geriye sadece, ömrünün sonbaharı
çeşitli hastalıklar, ilaçlar ve diyetler ile geçirmek zorunda kalacağı, koskoca bir kara kış kalmış olur.."
Yani nenem ne çıkarayım bundan?
Bak güzel kuzum sende bu Kurt gibi kara kışa kalmak istemiyorsan biraz mola ver kendine zaman ayır hayatı yaşa hem çalışmak nereye kadar.
Sevgili okurlarım sizcede ben bir dünya kurdumu olmuşum