İstanbul Büyükşehir başta olmak üzere program yaptığım bülten tv stüdyolarının bulunduğu Başkent  Ankara'nın da içinde olduğu Büyükşehirlerin bütünü olmasa da büyük ve önemli bölümünü almayı başaran ekibin başını çeken Dr. Canan Kaftancıoğlu ve İmamoğlu'nu çeşitli  ayak oyunları ile devre dışı bırakanlar, bıraktıranlar şimdi de sıranın Kılıçdaroğlu'nda olduğunu sezdirmiyor, alenen hissettiriyorlar.

Gerçi bunu başta gerek Kaftancıoğlu'nun siyasi yasak davası esnasında gerekse bu konuyla ilgili önceki bir çok yazımda belirtmiş, yani bu gün yaşananları söylemiş ancak sakalım olmasına rağmen kimseye anlatamamıştım. Zira başta muhalefette kalmayı kendisine ilke edinen ve bunu başta Kürt seçmeni olmak üzere samimi solcuları dışlayan CHP'nin kozmik odası olmak üzere Baykalcılar, Ulusalcılar solun iktidar olmaması adına direnen sistemle iş birliği içinde olanlar, sıranın Kılıçdaroğlu'nda olduğunu gün geçtikçe daha da netleştiriyorlar.
Evet, bunlar hal ve hareketleriyle, besledikleri basınla ve AK Parti'yi suçluyarak asıl kendi trol ordularıyla Kılıçdaroğlu'nu küçümseme, öteleme ve seccadeye ayak bastırmakla ortaya koymaktalar.
Bununla yetinmeyip, %0.1'den az oyu olan ama 7 milyon Kürt seçmenden oy alan HDP'nin sırtından meclise giren ve CHP'nin kozmik odasına yakınlığıyla bilinen ulusal basın tarafından sürekli gaz verilen ve benim tipsiz dediğim sözüm ona sosyalistleri şişirip, solun oyunu ne kadar böleriz hesabını yaparlar. Yapıyorlarda..

Millet ittifakına demediğini bırakmayan ama seçimlerin yaklaşmasıyla istifaların her geçen gün arttığı partisinin adını 'Millet' koyan Muharrem'in ince ince doğradığı sol oylarıyla yetinmeyip, sağcı hatta faşist dedikleri Sinan Oğan'ı da sürekli gündemde tutan ulusal medyacılara baktığımız da sıranın Kılıçdaroğlu'nda olduğunu anlamak yeterlidir.
Kısacası önce Kaftancıoğlu'nu dışlayıp iktidarın eline veren siyasi yasak almasına sebep olanlar, Karadeniz gezisinde yüklendikleri İmamoğlu'nu da zayıflatıp devre dışı bıraktıktan sonra Cumhurbaşkanı adayı göstererek sıranın "Seni gösterdik ama kazanamadın" demeye hazırlandıkları Kılıçdaroğlu'nda olduğunu ortaya koymaktalar.
İnanmıyorsanız bunları bilip, hazırladığı son klibi ile açıkça 'Kürtler imdadıma yetişin' diyerek Erdoğan ve tayfasının dışlayıp, Özdağ misali suçladığı HDP'ye oy veren seçmenden yardım istemesinin altında yatanı değerlendirin derim..