Reklam
Bugun...
O da bize bağlı..


Fakir Yılmaz Yazıyorsam Sebebi Var
fakiryilmaz323@hotmail.com
 
 

6'lı masanın oluşumunda büyük rol oynayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesi sürecinde youTubede rastladığım ve mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bizzat anlattığı bir yaşanmışı dinlerken bugün yaşananların özetini çıkarıyordum.

Çünkü büyükşehirleri muhalefete kaptırdıktan sonra partilileri ile yaptığı bir toplantıda geçmişte yaşanmış bir gerçeği anlatarak, kayıp etmenin suçunun kimde olduğunu üstü kapalı olarak partililerine anlatırken, yaşamış kayıpta kendisinin de payının olduğunu da ima eder gibiydi.
Evet, ülkede yaşanan deprem misali bir depremi de muhalefete yaşatan Akşener başta olmak üzere herkesi defalarca okuması gereken aşağıdaki yaşanmış gerçek olayın dünü olduğu gibi bugünü ve yarın yaşanacakları anlattığını anlayacaktır.
Şimdi gelelim o yaşanmışa ve o yaşanmışın anlattıklarına...

**Hülagü Han ile Kadıhan'ın hikayesi..
Hülagü Han, Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu Cengiz Han'ın torunu, İlhanlı Devleti'nin kurucusudur.
Hülagü, 1258 tarihinde Bağdat'a sefer yapar. Abbasi Halifesi Mutasım'ı keçeye sarıp Moğol atlarının ayakları altında ezdirerek öldürtür.
Şehirde katliamlara başlar ve şehri yağmalatır.
Hülagü Han kadın, yaşlı, çocuk, hamile demeden bazı kaynaklara göre 200 bin, bazı kaynaklara göre de 400 bin kişiyi katleder.
Cami, hastane, saray ne varsa hepsini yok eder.
Kütüphaneleri ve tarihi eserleri yakar, yıkar. Milyonlarca dini ve ilmi eserin büyük bir kısmını Dicle Nehri'ne attırır...
Hülagü Han bir gün, şehrin dışına kurduğu karargâhında, o beldenin en büyük âlimi ile görüşmek istediğini bildirir.
Bu haber, âlimler arasında korku ve endişeye sebep olur. Kimse Hülagü tarafından öldürülmek korkusuyla bu davete icabet etmek istemez.


Bu haber, zamanın genç âlimlerinden Kadıhan'a da ulaşır.
Kadıhan, ufak tefek tıfıl bir gençtir. Daha sakalı bile çıkmamıştır.
Böylesine bir daveti kabul ettiğini söyleyerek Hülagü ile görüşmeye gidebileceğini bunun için kendisine bir deve, bir keçi, bir de bir horoz verilmesini ister.
Böyle bir fedainin ortaya çıkması ulema sınıfını rahatlatır. Çünkü bir kurban bulunmuştur.
Hülagü'nün şerrinden korkan ulema sınıfı bu isteği hemen karşılar.
Kadıhan, hayvanlarla birlikte çadıra varır. Hayvanları çadırın dışında bırakarak içeriye girer ve kendini tanıtır. Kendisiyle görüşmek üzere geldiğini söyler.
Hülagü, genci tepeden tırnağa süzer ve beklediği tipte biri olmadığını görerek, ’ Bana göndermek için bula bula seni mi buldular? Gönderecek başka birini bulamadılar mı? diye sorar.
Kadıhan, gayet sakin bir şekilde ’Görüşmek için iri yarı, boylu boslu birini istiyorsan, bir deve getirdim.
Sakallı yaşlı birisi ile görüşmek istiyorsan, bir keçi getirdim.
Eğer gür sesli birisiyle görüşmek istiyorsan horoz getirdim. Üçünü de çadırın önüne bıraktım. Onlarla görüşebilirsin’ der.
Hülagü, karşısındakinin sıradan biri olmadığını anlar ve ‘Şöyle otur bakalım’ diyerek kendisine yer gösterir ve ilk sorusunu sorar.
‘Söyle bakalım, beni buraya getiren sebep nedir’ diye sorar.
Kadıhan gayet sakin bir şekilde; ’Seni buraya bizim amellerimiz getirdi.
Allah'ın bize verdiği nimetlerin kıymetini bilemedik. Esas gayemizi unutup makam, mevki, mal mülk peşine düştük. Zevk ve sefaya daldık. Cenab-ı Hak da bize verdiği nimetleri almak üzere seni gönderdi’ der.
Hülagü, ikinci sorusunu sorar.
’Peki, beni buradan kim gönderebilir?’
Cevap çok manidardır.
’O da bize bağlı. Benliğimize dönüp ne kadar kısa zamanda toparlanıp, bize verilen nimetin kıymetini bilir, zevk ve sefadan, israftan, zulümden, birbirimizle uğraşmaktan vazgeçersek işte o zaman sen buralarda duramazsın.’ diyor.
Yani başta, insan hakları, yok edildiği söylenen adalet, yüzde 100'leri bulan ekonomik kriz, HDP'nin adayını kutladığı 6'lı masa karşında iyiden iyiye sıkışan iktidar olmak üzere herkesin defalarca okuyup, değerlendirmek için ders almak ve kendini gözden geçirmek isteyenler için, kaybettiğini anlayıp hatasını arayanlar için, nerde yanlış yaptık diye karar kara düşünenler için paylaşmak istedim bunu.
Tekrar hatırlatarak ve yazarak samimi benliğimize dönüp, bize verilen nimetin, gerçek demokrasinin kıymetini bilir, israftan, zulümden ve birbirimizle uğraşmaktan vazgeçersek zafere erişmeye ulaşmaya devam edilir diye düşünüyorum.
Düşünüyorum, düşünmesine de yazımı tam bitirip, bağlamaya hazırlanırken gelen son dakika haber ile yeni 'acaba?' sorusuna cevap arıyorum.
Buna neden ise; 'Anayasa Mahkemesi heyeti, 14 Mart 2023 Salı saat 10.00’da, parti yetkililerinin sözlü savunmasını dinleyecek.' haberi oldu.
Karışık durumların yaşandığı bir sürece de girildiğini unutmamak ve seçime doğru giden zaten zorda olan ülkemin başına yeni sorunlar açtırmamaya çalışmak, 'bize bağlı değil mi?' derim...



Bu yazı 1173 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

ARDAHANLI GAZETECİLER SEÇİM ÖNCESİ BAŞARILMIYDI?


YUKARI