Meslektaşım Yılmaz Özdil'in yazılarından birisinde anlatmak istediklerini 'kapatılsın' denen  tik tokda sesli olarak dinlerken 'Yeter ki düşme' sözü akıma geldi.

Ve "Yalakalık bu kadar mı güzel anlatılır. Öğrenmek için şöyle sağınıza solunuza ve kendinize bir bakın" notuyla facebooktan paylaştığım Özdil'in o güzel ifadeli yazısı 'yeter ki düşme..' deyimini en güzel şekilde anlatırken İstanbul Ataşehir Belediyesine yönelik yapılan ve yaklaşan seçimler öncesi siyasi olduğu alenen açıkça görülen son operasyon ardından susmayan telefonlarıma gelen çağrılar ardından uzun uzun düşünüyordum. 
Çünkü bu telefonların "Düşme düşersen dost zannettiklerinin gerçek yüzlerini görüp düşmekten beter olursun" sözünü hatılatıyordu..
Zira Ataşehir Belediyesine yapılan operasyonda komşu köylüm olanın adının da geçtiģini hatta gözaltına alındığını 'müjde' misali bana duyuranları o kişinin benim düşmanım olduğunu düşünerek asıl kendi düşmanlıklarını ortaya çıkardıklarının farkında olmayanların haddi hesabı yoktu. 
Ve bunlar hemen hemen hepsinin dün beni düşürdüklerini sanıp aynı Ataşehir'i arayanlar olduğunu da iyi biliyordum...
"Düşme düşenin dostu olmaz" dedirten bu telefon aramaları yalakalığın ne kadar adi ve şerefsizce bir durum olduğunu anlatanın ben değil, benim gibi gazeteci Yılmaz Özdil'in Evren, Demirel, Özal ve bu dönemin iktidarına yönelik anlattığı yalakalığın konu edildiği 'Ayakkabı yalayan milletvekili' başlıklı yazısı bunun en güzel örneğiydi.

Benim Altıbuçuk yıl başkanlığını yaptığım ve kendim bizzat teklif ederek yerimi bıraktığım şahsın gözaltına alınması ardından yaşananlara baktığımızda düşmenin ne kadar zor, yalakalığın ve arkadan konuşma yüzsüzlüğünün de bir o kadar adice bir durum olduğunu üzülerek bir kez daha görüyordum..
Akılları sıra dün beni aşağıladıklarını zannedenler bu gün de Ataşehir'e yönelik oytaya koydukları yüzsüzlükleriyle insan olmadıkları gibi düşenin dostu olmadıklarını da anlarken aslında siyasetten yani mevcut iktidar ile muhalefet arasında yaşanan didişmeyi fırsata çevirip kendilerine malzeme çıkaranlara verdiğim tek cevap "Allah herkesin gönlüne göre versin kardeşim, yapmayın düşene vurulmaz. Zaten vuramazsınız zira onu yapamayacak kadar aciz ve korkaksınız. Beni de arayarak kendinizin yapamadığını bana yaptıramazsınız. Sizin gibi yalaka, düzenbaz, alçak ve düşene tekme atacak kadar adi iki yüzlü değilim." diyerek gelen telefonları arayan yüzsüzlerin yüzüne kapattım.
Çünkü ben insanım..