Reklam
Bugun...
Cumartesi günü yazmak..


Fakir Yılmaz Yazıyorsam Sebebi Var
fakiryilmaz323@hotmail.com
 
 

Tek adamın dediğinin Kanun Hükmünde Kararnameler olduğu, bu anlayışla yönetilen bir ülkede değil siyasetle ilgili aşkla, sevda ile ilgili yazmanın bile sakıncalı hale gelmeye başladığı bir süreçte iç dünyamı anlatan, dışa dökmeye çalıştığım cumartesi yazılarıma devam etmek istiyorum, hem de şiir yazarak.
Ama ben yazarken dikkatimi dağıtmasın, sadece kulağım duysun diye arkama aldığım televizyon da şiir kitaplarından bahseden haber spikerine gelen mesajlarda gazeteci olan spikerde hain ilan ediliyor.
Çünkü gelen mesajda ‘Bırak şiir okumayı da sen önceden söylediklerini şimdi niye söylemezsin, korktun mu, sana da sıra gelecek’ diyordu..
Şiir kitabını tanıtırken bile tehdit alan gazeteci spikerin bu mesajı okurken yüz şeklini gördüğümde değil şiir yazmak, fıkra anlatmanın bile artık siyasallaştırılıp, kin ve nefretle hareket eden bir anlayışın getirdiği sonuçla  gazetecilik yapmak isteyenleri bir hayli zorlayacak gibi görünüyor.
Dün gazeteci bugün 'Falan örgütün yapılanması.. ' denilerek içeriye alındığı ülkemde..
Çünkü kamuoyunu ilgilendiren önemli şeyleri bulduğu, öğrendiği, eline gelen, kendisine gönderilen belge, bilgiyi haberleştirmekten ve duyurmaktan başka görevi olmayana gazeteci dense de  artık oldukça zor bir iş..
Ve bu görevin yapılmaya çalışıldığı esnada yani yeri geldiğinde ya da ilişkiler bozulduğunda, ters düşüldüğünde hain, istenmeyen adam ilan edilen gazetecilerden olan Ardahan Göleli Mehmet Baransu dahil 120’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede gün geçtikçe şiir yazmak, şair olmak, grup yorum gibi türkü söylemenin bile tehlikeli hale gelmekte olduğunu görmekte, anlamakta olduğumuz bir süreçte bir cumartesi günü yazısı yazmak bile keyif vermiyor.
Evet, arkadaşlığın kankalığa, onunda bir adım daha ileriye döndüğü bir anda yani dünkü liseliler gibi heyecanla mektup beklerken aldığı kara haberle alt üst olanlar misali en iyisi özelinde olsa yazmamak, susmak ve yaşadıklarını, yaşamak istemediklerini,yanardağ misali yanan iç dünyandaki  düşünceleri dışarı vuramayıp, sıkıntıdan kanser eden dert küpü gibi içine atmaktan, düşünmekten beyazlayan saçlar,  acı çektirip, tek tek dökülen dişleri, kırılan kalpler misali tek tek kırıp, ısırdığın dili kanatırcasına susmak ve o dünyada tek başına kalmak daha mı iyi? 
Bilmem ama bazen o duyguların ağır bastığı omuzların yıkılmasına sevinmeye hazırlananlara inat dik durup, seni sarsan 7 şiddetindeki depremin ardından yıkılan bir dağ gibi olmamak için yazmaya devam etmek en güzeli..
Çünkü seni anlamayanları anlatan en güzel şey de yazmak, yazmak ve susmamak değil mi?!.


Bu yazı 1108 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI