

Bütün bunların ardından şaibeli tezi olan öğrenciye mükafat olarak kadro verilmek istendi. Öğrencinin kriterleri kadroya uygun olmayınca bu sefer azimle ve inatla ücretli ders verdirilmek için bölümlere yazı yazıldı. Yaşanan gelişmeler üniversite camiasında endişeyle izlenirken üniversite yönetiminin bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyeceği merakla bekleniyor.
.jpg)
Biz gazetecileri de etkileyen ve önüne gelenin açtığı sayfa ile çeper dibi dedikodularla gazetecilik yaptığını sanmasına neden olan ve önce Twitter, Facebook gibi internet sayfaların sahiplerini etkileyecek olan ve akabinde milyonlarca kullanıcısını dizayn edecek denilen sosyal medyaya yönelik bir dizi yükümlülük ve yaptırım öngören yasa onca kızılca, kıyamete rağmen kısa sürede unutulan Barolar yasası gibi teklifi TBMM Genel Kurulu'nda jet hızıyla geçti.
Ve bu gelişme ardından ajanslara düşen bir habere göre başta Whatsapp, Telegram gibi uygulamaların yasaklandığına ilişkin haberler yayınlandı.
Gerçi bu tür haberler bu yasa hazırlanırken de yapılmış, barolar yasası öncesi gibi kıymetler koparılmış ve üst satırlarımda dediğim gibi kısa sürede unutulmuştu.
Ve bu haberin hemen ardından yani birkaç saat dolmadan, dakikalar geçmeden yeni bir açıklama daha düştü, aynı ajanslara..
Evet, aynı gün bir saat içinde yani bir önceki haber de mevcut iktidarı kızdırmamak, üzmemek için mecliste geçen yasa ile ilgili haberi sağından, solundan bin bir şekilde biçip kesip, yani işini kısacası aynı iktidarın gazeteler ve medya üzerinde kurduğu sansürden sonra sosyal medyaya da sansür konulduğunu demeden nazikçe yaptıkları habere de fırça yemiş, süt dökmüş kedi misali U dönüşü yapılmıştı.
Ve bir önceki haberlerini doğru olmadığını,
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinde yapılan bir açıklama ile düzeltme telaşına düşmüştüler..
Ve 'Ele değilmiş, beleymiş' denilerek gazete, medya üzerinde kurulan sansürün sosyal medyaya da geldiğini diyeceklerine, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinde gelen 'Basında ve sosyal medyada yer alan kamu personeline Whatsapp, Telegram gibi mesajlaşma uygulamalarının yasaklanması yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.' şeklinde düzeltilmişti..
Yani U dönüşü yapılmıştı..
Tam bu haberleri okuyup, yazımı tamamlarken bu kez yazımı yazdığım memleketimde bir haber aynı ajanslara düşüyordu..
Habere dönüp, baktığımda yaklaşık 4 aydır ısrarla yazdığım bir haberin yukarıda ki haber gibi yumuşatılarak verilmeye çalışıldığını görüyordum..
Yani benim 4 aydır yayla yolları bozuk, geçimlerini hayvancılık yaparak sağlayan vatandaşlar zorda haberlerime 'Vali, Kaymakam, İl Özel İdare, İl Genel Meclis Üyeleri, Muhtarlar' ve diğer idarecilerin ilgisizliği dolaysıyla yıllardır yaşanan, yazılan yayla yolları ile ilgili haberlerime benzer bir haber düşmüştü U dönüşü yapmakla meşhur haber ajanslarına ve piyasada gazeteci diye dolaşan onların muhabirlerine..
Haber aynen şöyle;' Posof yaylaları çamur bataklığına dönüştü.. Yaz aylarında dahi kar eksik olmayan yaylalarda etkili olan sağanak yağmur özellikle yayla yollarında sürücülere zor anlar yaşatıyor. Yayla yollarının yapılmasına rağmen yayla evleri arasına sağanak yağış sonrası oluşan bataklık araçların geçişini engelliyor. Yaylaya çıkan araçlar çamura gömülürken yolda kalan bir araç yaylada bulunan bayanların yardımıyla kurtarıldı. Yaylada bulunan vatandaşlar yetkililerin bu konuda bir çare bulmasını istiyorlar.'
Bu haberi okuyan bir gazetecinin ya da o yollarda çile çeken insanların 'Ulan bu ne U dönüşü' diyesini getiren bu haberde ki 'Yayla yollarının yapılmasına rağmen' satırı ve çamur olan yolların suçlusunun o yollarla ilgilenmesi gerekenler değil de sanki yağmurun, doğanın suçuymuş gibi bir formatta yapılması diğer bir gerçeği daha ortaya koymakta..
O gerçekte yine çeper diplerinde yapılan dedikodularla '20 Yıldır iktidarda olan bu iktidar hiç bir şey yapmadı' diyenlerin U dönüşlerinden öte bir şey olmadığını ve bu U dönüşü oldukça iktidarın yürüyüşüne devam etmesinden başka bir şey olmadığıdır..
İşin kısacası suç iktidarda değil, gerçekler karşısında yani mecliste çıkan yasanın sansür olduğunu bile bile, çamurlu yolların yıllardır yapılmadığını göre göre U dönüşü yapıp, kıvırtan muhalefetinden, basın ve medyasından, tutunda gördükleri gerçeklere rağmen susup, çamurlu yolda kalan arabasını itip,kurtarmaya çalışan vatandaşta, olduğunu kabul etmek gerek..
.jpg)

**REKTÖR ATANDI, DEKANLARIN İSTİFASI İSTENDİ.
26 Temmuz’da SAAT 09.30’da başlayacak, 12.30’da sona erecek olan rektörlük seçimi öncesi YÖÜ İstanbul Beylikdüzü’nde bulunan Fatih Üniversitesine kayyum olarak atanan ARÜ’nün kurucu rektörünün yerine gazetemizin daha önce yazdığı gibi vekâleten Prof. Dr. Gürkan Doğan atanırken 3 dekanın görevlerinden istifasını istedi.
Rektörlük seçimi öncesi rektörlüğe aday olan 3 dekanın istifasını isteyen Yüksek Öğretim Kurulu yurt genelinde olduğu gibi Ardahan Üniversitesinde de bir temizlik harekâtı yapacağı ileri sürüldü.
Aynı zaman da ARÜ’nün yeni rektörü olmak için aday olan ve 26 Temmuz’da yapılacak olan rektörlük seçiminde yarışan Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Hakkı Büyükbaş ve Prof. Dr. Şeref Kılıç’ın yarından itibaren başında bulundukları dekanlıklardan istifa edecekleri öğrenildi.
**İÇERİDE FETOCU ARAYAN YÖK
PENNSYLVANİ’YA GİDENLERDEN HABERDAR MI?
Dekanlarını istifasını isteyen ve geniş çaplı bir elemeye gideceği ileri sürülen YÖK’ün aralarında Ardahan Üniversitesi’nin 3 dekanının da bulunduğu tüm dekanların istifasını istemesinin sebebinin cemaate yakın isimleri devre dışı bırakmak olduğu öğrenilirken, ARÜ’nün içinde olduğu gibi dışarıdan ARÜ’ye sızmaya çalışan cemaatçiler olduğu yönünde ki iddiaları da araştırdıği alınan bilgiler arasında oldu.
**ARÜ’NÜN SEKRETERİ TRAFİK KAZASI KURBANI OLDU..
26 Temmuz’da seçime gidecek olan ve 90’a yakın öğretim üyesinin 9 aday arasına yeni rektörünün kim olacağına karar vereceği Ardahan Üniversitesinin İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Sekreterinin geçtiğimiz günlerde geçirdiği trafik kazasında ağır yaralandığı ve Erzurum’a kaldırıldığı öğrenildi.
**ARÜ’nün Seçimi Ertelenmeli..
15 Temmuz da yaşanan darbe kalkışması ardından binlerce kişinin gözaltına, açığa alınıp, tutuklandığı şu günlerde yaşananların gölgesinde kalan önemli bir konuya buradan dikkat çekmek isterim..
Başta darbeyi duyup, saatlerce çatıştıklarını belirten Hakan Fidan’ın Ardahan’da ki ekibi olmak üzere vali bey ve diğer ilgililerin bu yazıyı not edeceğine inanarak 26 Temmuz’da yapılacak olan Ardahan Üniversitesi Rektörlük seçimi ve diğer üniversitelerde ki adayların ve de seçimlerin de gözaltına alınmasını, hatta ertlenmesini öneririm..
Çünkü Ardahanlının yakından tanıdığı isimlerin bir zamanlar kimlerle çalıştığını Gebze’ye, Erzincan’a ve diğer illere sormak gerekir..
Oralara sormadan önce daha adayken bunların Ardahan’da kimlerle sıkı fıkı içinde olduğunu da araştırmak gerekir..
Kısacası şimdiden örgütlendikleri, rektörlüğü alır almaz listelerinde ki isimleri nasıl ARÜ’nün dışına atacaklarını ileri sürülenlerin yalandan AKP’li kesilip, verdikleri kahvaltılarla kendilerini sakladıklarını da görmek, anlamak, araştırmak gerekir diye düşünüyorum..
YORUM YAZ